Fahiş fiyatlı restoranlara boykot çağrısı! Sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyüdü

Kafe ve restoranlarda yemek fiyatlarındaki fahiş artışa karşı vatandaşlar boykot kampanyası başlattı. 20-21 Nisan’da kafe ve restoranlara gidilmemesi çağrısına binlerce kişi destek verdi. Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör "Bu artışların akılla izah edilecek bir tarafı kalmadı" ifadelerini kullanırken Melih Altınok ise "Tüketicilerin, puslu havadan faydalanıp vatandaşı çarpanlara bir ders vermesi, enayi olmadığımızı kafalarına sokması lazım" diye yazdı.

Giriş Tarihi 19 Nisan 2024, 06:59 Güncelleme 19 Nisan 2024, 09:27
Fahiş fiyatlı restoranlara boykot çağrısı! Sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyüdü

İÇİNDEKİLER

Türkiye'de yiyecek-içecek fiyatlarına hemen her gün zam gelmesi vatandaşların tepkisine neden oldu. Sosyal medya platformları üzerinden örgütlenen çok sayıda kullanıcı 20-21 Nisan tarihlerinde restoran ve kafelere gitmeme kararı aldı. Vatandaşlar tepkisini sosyal medyada başlattığı #boykot hareketiyle gösteriyor.

FİYATLAR TUTARSIZ
Ödedikleri hesapların fişlerini sosyal medyadan paylaşarak duruma isyan eden vatandaşlar, yemek sektöründeki bu kontrolsüzlüğe acil çözüm getirilmesi çağrısında bulunuyor. Bir kişilik serpme kahvaltının bin lirayı bulması, bir fincan kahve içmenin bile maliyetinin 150 liraya ulaşması öfkeyi ve tepkiyi beraberinde getirdi. Porsiyon oranlarının küçülmesi, fiyatların artmasını da engellemedi. Semt ve restorana göre fiyatlarda yaşanan tutarsızlık aynı şehirde 100 liraya da 15 liraya da çorba satılmasına neden oluyor.

BİR SU 80 LİRA
Restoran ve kafelerden aldıkları fişleri paylaşan vatandaşlar, boykota destek veriyor. Sosyal medyadan fiyatlara tepki gösteren avukat Tamer Acaroğlu, "Köklü bir restoranda yemek yiyorsunuz 3.000 TL hesap geliyor. Fatura yüzde 1 KDV ile 'ekmek-un' kesilmiş. Bir suya 80 TL yazmayı biliyorlar, vergi dairesine bildirirken 'ekmek abi ya ekmek yediler bir şey değil' dedi.

DENETİM ŞART
Mehmet Gem "Sahanda yumurtayı 750 TL'ye, yarım ekmek tavuk döneri de 350 TL'ye kimse satmasın. Öyle saçma fiyatlar var ki; 1 tane mercimek çorbası 200 TL, 1 bardak çay 30 TL, 1 fincan kahve 100 TL, olamaz. Denetim şart, yemeğe boykot şart" açıklaması yaptı. Barış Ülgen "Bu hafta sonu dışarıdan su bile içmeyeceğim. Karınca misali yangını söndüremezsek bile en azından tarafımız belli olsun" paylaşımında bulundu.

ENFLASYON LİDERİ!
Sabah'ta yer alan habere göre, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) mart ayı için açıkladığı enflasyon verilere göre de lokanta ve otellerdeki yıllık artış yüzde 94.97 oranıyla, yüzde 68.50 olarak açıklanan TÜFE'nin üstünde kaldı. Haziran 2023'ten bu yana yaklaşık 9 aydır yıllık bazda zam şampiyonu lokanta ve otellerdi. Mart ayında zirveyi eğitime bıraktılar. Verilere göre, yıllık bazda fiyatı en fazla artan grup yüzde 104.07 ile eğitim olmuştu.



HÜKÜMET YENİ ÖNLEMLER ALACAK
Hükümet de vatandaşların isyanı karşısında fahiş fiyata karşı yeni önlemleri devreye almaya hazırlanıyor. Önceki gün AK Parti MKYK Toplantısı'nda Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Fahiş fiyat uygulamalarına dair çok yakın vadede ciddi yaptırımlar gelecek" mesajı verdiği öğrenildi. Ticaret Bakanlığı da 81 ilde restoran ve kafe denetimlerini hızlandırdı.

Bakanlık, fiyat listelerinin lokanta, restoran, kafe, pastane ve benzeri yiyecek ve içecek hizmeti sunulan iş yerlerinde giriş kapısının önüne ve hizmet sunulan masaların üstüne, tüketiciler tarafından kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde konulması şartını getirmişti. Söz konusu uygulama, 1 Ocak'tan itibaren yürürlüğe girdi. Gıda işletmelerinin bu düzenlemeye uyumu bakanlık tarafından yakın takibe alındı. Ticaret İl Müdürlükleri 81 ilde denetim yapıyor. Fiyat listelerinin dükkanların önüne asılıp asılmadığı, fiyat listelerinde ürünlerinin fiyatının yazıp yazmadığı, servis ücreti alındığına dair bilgi bulunmamasına rağmen ücret alınıp alınmadığı kontrol ediliyor. Tespit edilen her bir aykırılık için 2 bin 172 lira idari para cezası uygulanıyor.

CEZA 800 BİN TL'YE ÇIKACAK
Ticaret Bakanı Ömer Bolat da önceki gün katıldığı bir TV programında fahiş fiyat artışına karşı uygulanacak cezaların artırılacağı mesajını verdi. Cezaların artırılması için yapılan çalışma Meclis'e sunuldu.

Düzenleme yasalaşırsa, fahiş fiyat artışına karşı 2020'de 10 bin TL, 2024 başında 52 bin 500 TL olan alt sınır uygulaması, 80 bin TL'ye çıkarılacak. Üst sınır da 525 bin TL'den 800 bin liraya yükselecek. Stokçuluk yapanlara da ağır ceza gelecek. Kanunda firma başına 353 bin lira olan alt sınır, 800 bin liraya yükseltilecek. Üst sınır da 11 milyon liraya çıkarılacak. 15 güne kadar geçici kapatma uygulaması da gelecek.

VATANDAŞ ŞİKAYET ETSİN
Ticaret Bakanı Bolat, "Kim fahiş fiyat uyguluyorsa vatandaşın onu boykot etmesi gerekir. Hem bize şikayet edebilir hem de alışveriş yapmayarak o işletmeyi cezalandırmak mümkün" ifadelerini kullandı.

ENAYİ OLMADIĞIMIZI KAFALARINA SOKMALARI LAZIM
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör "Bu artışların akılla izah edilecek bir tarafı kalmadı" ifadelerini kullanırken Melih Altınok ise "Tüketicilerin, puslu havadan faydalanıp vatandaşı çarpanlara bir ders vermesi, enayi olmadığımızı kafalarına sokması lazım" diye yazdı.

İşte Dilek Güngör'ün yazısından konuyla ilgili bölüm:

Sosyal medyadaki kafe ve restoranlar boykot çağrısı çığ gibi büyüyor. Herkes yediği yemeğin faturasını paylaşıp, hafta sonu restoran ve kafelere gitmeyeceğini söylüyor. Boykota katılmamak elde değil… Çünkü, özellikle pandemiden bu yana restoran ve kafelerde fiyatlar çıldırmış durumda… Kimi dövizi, kimi asgari ücreti, kimi kirayı bahane ediyor, sürekli fiyatlara zam yapıyor.
Günümüzde 4 kişilik bir aile mütevazı bir lokantada yemek yese ortalama 1.200 lira ödemek zorunda... Markette 18-19 TL'ye satılan makarna lokantada tabağa girdiğinde 450 TL'den satılıyor. Bir gün önce çorbayı 100 TL'den satan lokanta ertesi gün fiyatı yüzde 50 artırıyor. Hele sahil kesimleri tam bir facia…


Bu artışların akılla izah edilecek bir tarafı kalmadı.
Bir kafe ya da restorana maliyet kalemlerini sorsanız, ilk sıraya yüzde 35-40'la personel giderlerini koyarlar. Ondan sonra gıda ürünlerini, kirayı, enerjiyi, vergiyi… Halbuki, inceleseniz çoğunda yabancı kaçak işçi çalışır. Ya da kestikleri faturaya baksanız gıdada düşük KDV uygulamasını suiistimal ettiklerini görürsünüz. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın gıdada yüzde 8 olan KDV oranını 1'e indirmesinin ardından yeme-içme sektöründeki çoğu işletme yüzde 10 olması gereken KDV'yi yüzde 1 olarak faturaya yansıtıyor. Anlayacağınız, bayağı vergi de kaçırıyorlar.
Peki sadece boykotla iş çözülür mü?
Elbette, iki günlük boykot restoran ve kafelerdeki fiyat artışlarını durdurmaya tek başına yetmez. Burada hem Tarım ve Orman Bakanlığı'nın hem de Ticaret Bakanlığı'nın hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın daha aktif rol alması gerekiyor.
Örneğin, lokantalar fiyat artışlarına gıda ürünlerine gelen zamları gerekçe gösteriyor ya…
Geçenlerde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi'ni açıkladı. Mart sonu itibarıyla dünyada gıda fiyatları yıllık bazda yüzde 7.7 azalmasına rağmen bizde yüzde 70.5 arttı.
Bu fark neden kaynaklanıyor? Tarımda gerekli yapısal reformları yapıyor muyuz? Yıllardır konuştuğumuz kooperatifler gibi örgütlenmelerin eksikliğini giderecek adımları atıyor muyuz? Üretim potansiyelinin artırılması için ne yapıyoruz? Fiyat artışlarının engellenmesi konusunda ithalat dışında çözümlerimiz var mı? En az 10 yıldır konuştuğumuz Hal Yasası'nı neden çıkaramıyoruz? Arabulucuları aradan kaldıramamayı engelleyen nedir? Çiftçinin üretim maliyetlerini düşürmek ya da maliyet kalemlerini daha dinamik şekilde desteklemek adına neler yapıyoruz?
Sorular uzar, gider.
Önemli olan bunların gereklerinin yapılmasıdır.
Umarım, hem bu fırsatçılara geçit vermemek için adımlar atılır hem de vatandaşın sofrasında fiyatların düşürülmesi için çaba sarf edilir.

PİYASANIN TÜM DENGELERİNİ DİNAMİTLİYORLAR
Melih Altınok ise "Yerden göğe kadar haklılar. Piyasada müthiş bir vurgun furyası var. Etiketleri girdilerle, enflasyonla vs. izah etmek mümkün değil" ifadelerini kullandığı yazısında şunları yazdı:

Kafe ve restoranlardaki yemek fiyatlarının artışına tepki gösteren vatandaşlar, sosyal medyadan örgütlenmişler.
İlk adımları hafta sonu için boykot çağrısı. Kullanıcılar, cumartesi ve pazar günü kafe ve restoranlara gitmeme kararlarını açıkladılar.
Yerden göğe kadar haklılar. Piyasada müthiş bir vurgun furyası var. Etiketleri girdilerle, enflasyonla vs. izah etmek mümkün değil.
Tüketicilerin, puslu havadan faydalanıp vatandaşı çarpanlara bir ders vermesi, enayi olmadığımızı kafalarına sokması lazım.
Çünkü tutturabildiğine satanlar, piyasanın tüm dengelerini dinamitliyorlar. Karşıdaki rakibin zam yaptığını gören esnaf da ayakta kalabilmek için etiketlere yükleniyor. Enflasyon çığ olup büyüyor, altında hepimiz kalıyoruz.
Ama kurunun yanında yaş da yanmamalı. Bu haklı tepki işini namusuyla yapan esnafa zarar vermemeli. Aksine makul kârlarla çalışanlar teşvik edilmeli ki rekabet canlansın, piyasa dengesini bulsun.
Sonucu gerçekten merak ediyorum.
Takipteyiz, sandıkta kendiliğinden örgütlenip ince mesajlar veren seçmen bakalım doğrudan çıkarına olan bu sorunu çözmek için harekete geçebilecek mi?
Yoksa bu hayati mesele de bir sosyal medya fantezisi olarak unutulup gidecek mi?

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN