Küresel zenginliğin bolluğuna rağmen bazı ülkeler aşırı yoksulluğun acısını çekmeye devam ediyor. Dünyanın en fakir ülkeleri iç savaşlardan, etnik ve mezhepsel çatışmalardan muzdarip. Kovid-19, yükselen enflasyon ve Ukrayna'daki savaş onların mevcut kötü durumlarını daha da kötüleştirdi. Ancak bu tablo en zengin ülkeler için aynı değil. Pandemi veya küresel ekonomik yavaşlama devasa servetlerinden hiçbir şey götürmedi! İşte dünyanın zengin ve fakir ülkelerini sizler için derledik...
Dünya, tüm insan ırkının makul bir yaşam standardına sahip olmasını sağlayacak yeterli zenginliğe ve kaynağa sahiptir. Ancak Burundi, Güney Sudan ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkeler umutsuz bir yoksulluk içinde yaşamaya devam ediyor. Dünyanın en fakir ülkesi unvanı için istenmeyen diğer adaylar (Afganistan, Suriye ve Yemen) için yıllardır devam eden çatışmalar, güvenilir ekonomik rakamların bulunmaması nedeniyle bir değerlendirme yapmayı bile imkansız kılıyor.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), 2023 verisine göre; 110 ülkede yaşayan 6,1 milyar kişiden 1,1 milyarının yoksullukla mücadele ettiğini açıkladı.
PEKİ DÜNYANIN EN FAKİR ÜLKELERİNİ NASIL BELİRLEYECEĞİZ?
Kişi başına düşen GSYİH genellikle standart ölçü olarak kabul edilse de, satın alma gücü paritesini (PPP) kullanarak yaşam maliyetleri ve enflasyon oranlarındaki farklılıkları telafi etmek, herhangi bir ülkede bireyin satın alma gücünü daha iyi değerlendirebilir.
Uzun vadeli yoksulluğun tek bir nedenini belirlemek zordur. Hükümetler çok zengin bir ülkeyi fakir bir ülkeye dönüştürebilir. Aynı şekilde sömürgecilik, hukukun üstünlüğünün zayıflığı, savaş ve toplumsal huzursuzluk, şiddetli iklim koşulları veya düşmanca, saldırgan komşularla dolu bir tarih de olabilir. Borçlu bir ülkenin iyi okullara parası yetmeyecektir ve yetersiz eğitimli iş gücü, kapasiteyi sınırlayacaktır.
GELİRLERİNİN YÜZDE 10'UNU KAYBEDEBİLİRLER
Dünya çapında yoksul haneler, kovid pandemisinin en ağır sosyal ve ekonomik sonuçlarına maruz kaldı. Kayıt dışı istihdamın yüksek düzeyde olduğu dünyanın en fakir ülkelerinde, işletmeleri açık ve işçileri istihdamda tutacak sosyal güvenlik ağları ya da geçici krediler yoktu. Dünya Bankası, düşük ve orta gelirli ülkelerde mevcut nesil öğrencilerin gelecekteki ortalama yıllık gelirlerinin %10'unu kaybedebileceklerini düşünüyor.