Misal yarın bir gün karın sana "Minnakım ben eltimgile gidiyorum" derse onu nerde arayacağımı bilememe endişesi kaplıyor dimi seni.
Sevgili kadınlar eltiyi bilmeyen o erkeğe küçük mutluluklar verin. Ona sevgi gösterin.
Bir erkek elti ne demek diye soruyorsa o zaman "bacanağın zıddı" diyin, bir daha hayatta unutmaz. Yok anlamıyor mu o zaman sabır gerektiren eylemdir.
- Çok basit oğlum bunun nesini anlamıyorsun?
- Bak şimdi... Top bir kale yönünde hareket halindeyken, o kaleye akın yapan takımın oyuncularından birinin, (şu fındık ben olayım gole gidiyorum şimdi mesela) kaleciyle arasında karşı takımdan herhangi bir oyuncu bulunmaması durumu (yani işte benim pası verdiğim adam falan varsa ya da ben hurraaa gidiyosam gole arada illaki rakip takımdan biri olacak, yok öylee cuppaa gole koşmak) İşte bu kadar basit.
Sevgili kadınlar kocanıza birinden bahsederken bacanağın baldızının eltisinin görümcesi derseniz beyin lobları yanar erkeğin. Bunu deneyin. Çünkü çok düşünmeyen beyin bir anda paslanmış lobları devreye girer ve düşünmeye başlar.
Bacanak karının kızkardeşinin kocasıdır. Bacanağın baldızı, karının ta kendisidir. Karının eltisi, senin erkek kardeşinin karısıdır. Onun görümcesi de kocasının kızkardeşidir, yani erkeğin biraderin kızkardeşi, yani erkeğin bacısındır.
Neyse konumuza geçelim. Elti olabilmek için bir kayınvalidenin iki veya daha çok sayıdaki oğullarıyla evlenmiş kadınlar olmak gerekir, eğer erkek çocuklar ikiz değilse biri önce evlenecektir. İkizse nedense ikiz kız bulup aynı günde evlendirmek gibi bir cimrilik yapılır, önce gelin gelen kişi kayınbiraderin yıllar sonra evlenmesiyle aileye giren bu yeni gelinden hoşlanmaz teamül budur, kendisi kardeş gelince pabucu dama atılmış evin ilk çocuğu moduna girer. Yeni geline hazırlık aşamasında alınan tüm hediyeleri kıyasıya eleştirir, yetmez gibi akşam eşine "Bak ona şu alındı bak bu alındı'' şeklinde sitemler eder. Bir tür psikoz yaşayan bu kadıncağız bunaldıkça yeni geline sarar.
Kıskançlıktan kilo verir yada kilo alır, saçını abartılı boyayabilir, frapan giyinebilir, bunlar hep kıskandığı için ilgi çekmek istediğindendir.
DEMİRYOLU
Arizona'da demiryolu yapımı sırasında mühendis, yaşlı adamı ikna etmeye çalışıyordu:
- Tom baba, başka çözüm bulamadık.
Demiryolunu sizin evden geçirmek zorundayız...
Tom Baba öfkelendi
- Demek benim evimden! Olur mu öyle şey! Yani trenin her geçişinde gelip kapıyı açacağım, öyle mi?
Git diYORUM
7-9 Ekim 2016 tarihleri arasında üçüncüsü gerçekleşecek olan Açık Stüdyo Günleri'nde resim, heykel, fotoğraf, enstalasyon, performans ve video gibi disiplinler üzerine çalışmalar gerçekleştiren görsel sanatçılar, sanatçı kolektifleri ve bağımsız sanat alanları Taksim, Cihangir, Kurtuluş, Beyoğlu, Galata, Karaköy, Teşvikiye, Kadıköy ve Büyükada bölgelerinde bulunan ev, atölye ve alanlarını ziyaretçilere açıyorlar. (Open Studio Days, kar amacı gütmeyen, sponsorsuz bir organizasyon olarak Juliane Saupe (sergi yöneticisi) ve Deniz Beşer (görsel sanatçı) tarafından koordine edilen 46 sanatçının ve 32 sanat atölyesinin kapılarını ziyaretçilere açtıkları bir etkinliktir.
